25 Mayıs 2009 Pazartesi

Yıldızları Yakalayan Çocuk/Bizim Hikayelerimiz


Ataberk kitap okumayı çok seven bir çocukmuş. Okuduğu kitaplar hayal gücünü daha fazla çalıştırır, çok heyecanlanır, kitapta okuduklarını uygulamak istermiş.

Ataberk'in son günlerdeki favori oyuncağı uzay mekiğiymiş. Bu nedenle annesi ona Cogitoy'dan, Eğer Astronot Olsaydım kitabını almış.



Ataberk bu kitapta gördüğü mekanizmalara uzay mekiğinden dokunup, astronotları gökyüzüne uçururmuş. Gökyüzünde gezegenler, ay, güneş ve yıldızlar varmış. Fakat Ataberk'in anlayamadığı birşey varmış. Gezegenin yerine top şeklindeki lambayı, güneş ve ay'ın yerine de posterden annesinin kesip, tavana yapıştırdığı resimleri koyabiliyormuş. Fakat bir türlü yıldızları bulamıyormuş. Annesine de bu isteğini anlatamamış.

Bir gece su içmek için uyandığında, odasının penceresinden yıldız görmüş, fakat yaklaşmak mümkün değilmiş. Ataberk yıldızı yakalayamadığı için çok huysuzlanmış, gürültü yapıp, yan odada uyuyan kardeşi Azra'yı uyandırmış. Sonra da Ataberk'in annesi ve babası uyanmış.

Ataberk'in annesi, babası ve kardeşi gece uyanınca, sabah uykularını alamadan, mutsuz uyanmışlar.

Azra ve annesi kahvaltıdan sonra oturup düşünmüşler. Hem Ataberk'i mutlu etmek istiyorlarmış, hem de gece yıldızlar yakalanamadığı için gürültü olmamasını. Ve nihayet bir oyun bulmuşlar.






Annesi kartondan yıldız şekilleri kesmiş. Azra ise bunları folyo ile kaplamış. Böylece karton şekiller, yıldızlar gibi parlak olmuş. Sonra annesi bu yıldızları birer kurdeleye bağlayıp, resim odası yaptıkları ardiyenin tavanından sarkıtmış.

Annesi Ataberk'i uçurup, yıldızlara dokundurmuş. Ataberk çok mutlu olmuş.

Annesi Ataberk'e demiş ki. Astronotların da uykuya ihtiyacı var. Bu sayede gündüz çok daha keyifli oyun oynarsın. Gündüz yıldızların arasında uçacaksın, gece de uyuyacaksın.

Ataberk "tamam, peki" diye zıplamış.

Azra da yıldızlara bayılmış, fakat annesinden tıpkı oyun evindeki gibi tavandan aşağı süzülen çiçeklerden de istemiş. Annesi hafta içinde tamamlayacaklarına söz vermiş.


Kilerden bozma ardiyeleri, yıldızlar sayesinde daha da güzelleşmiş.

Artık Ataberk astronotçuluk oyununu, evinin ardiyesinde oynuyormuş. Kendisine bir seyirci de mutlaka buluyormuş. Annesi, kardeşi, salyangoz ailesi veya hergün büyüteç ile seyrettiği, yeni arkadaşı örümcek.

Hikaye Sonu Sorular:

1)Yıldızlar ne renktir?
2)Astronotlar hangi aracı kullanır?
3)Gökyüzünde neler vardır?

Özlem Eren

19 Mayıs 2009 Salı

Salyangoz Evi/Bizim Hikayelerimiz

İşte Ataberk;

Ve annesinin Ataberk için yazdığı, salyangoz evinin hikayesi;

Ataberk annesi, babası ve kardeşi ile birlikte bahçeli bir evde yaşayan, 2 yaşında bir çocukmuş.






Bu evin bahçesinin ziyaretçisi çokmuş. Ataberk de çok mutluymuş. Çünkü apartman dairesinde yaşarlarken, yalnızlıktan hep sıkılırmış.

Komşu teyzenin çocukları Defne ve Kerem, ev sahipleri dede ve nine, köpekleri Naz ve Minik, kedileri Maviş sürekli onlarlaymış.








Ataberk günler geçtikçe, daha da minik ziyaretçilerin farkına varmış. Bu bahçede, salyangoz ailesi de yaşarmış. Fakat Ataberk, diğer arkadaşlarına gösterdiği sevgiyi, bu salyangozlara göstermez, bazen istemeden canlarını acıtırmış.

Annesi bir gün Ataberk'i karşısına almış ve demiş ki;
"Bu salyangozlar komşulara ait değil, bu bahçe onların evi. Senin onları bahçenin dışına atman ya da ezmen kötü bir davranış"
Ataberk "ama pis" demiş.
Annesi de "hayır pis değil, o nemli havayı sevdiği için, çimlerin arasında geziyor. Yaz gelince zaten toprağın altına girecekler, onları göremeyeceğiz"
Ataberk "evi nerede" diye sormuş.
Annesi de "onların evi kabukları ama istersen onlara bir ev yapalım demiş"
Ataberk zıplamış yerinde "evet, evet" diyerek.

Ve başlamışlar evlerini yapmaya.
Önce annesi bir vazo kutusu getirmiş. Bu kutuya kare biçiminde, bir kapı, üçgen biçiminde, 2 pencere yapmış.

Sonra Ataberk ve kardeşi Azra, Meraklı Minik dergisinin yapışkanları ile bu kutuyu, çiçeklerle, arılarla, kelebeklerle,köpeklerle, temsili resimleri ile süslemişler. Pencere ve kapı pervazları için de annesi yardım etmiş.
Ve bu ev ortaya çıkmış.



Sonra Ataberk anne salyangozu, baba salyangozu, kardeşlerini, dayısını, amcasını, yengesini, teyzesini, dedesini... buldukça salyangozun tüm ailesini bu eve yerleştirmiş. Onlara taze yeşilliklerden toplamış ve kapılarının önüne bırakmış.

Her sabah uyandığında bahçeye çıkıp, salyangoz ailesini kontrol etmiş. Fakat salyangoz ailesini evlerinde bulamıyormuş. Çünkü salyangoz ailesi, yürüyüşe çıkıyormuş.

Ataberk hiç bıkmadan her öğle uykusu ve akşam uykusu öncesi, salyangozları evin içine toplamış. Rahat rahat uyusunlar diye.


Şimdilerde, salyangozlar canları acımadığı, Ataberk de onları evin içinde gördüğü için çok mutluymuş. Aynı bahçeyi keyifle paylaşıyorlarmış.

Hikaye Sonu Sorular:
Salyangoz ne yer?
Salyangoz hangi mevsimi sever, Niçin?
Salyangoz'un evi nerededir?

Özlem Eren

19 Mayıs'a Özel...



Kırmızı, Beyaz ve Siyah Oyun hamurumuzla Türk bayrağı yapalım.

Oyun Hamurunu Evde Hazırlamak İçin:
1. Üç bardak un
2. 1/4 bardak tuz
3. Bir bardak su
4. Birkaç damla gıda boyası
5. Bir çorba kaşığı sıvı yağ

Hazırlanışı
Un ile tuz yavaş yavaş karıştırılarak bir bardak su eklenir. Hamur çok kuru olursa su, çok yapışkan olursa un eklenerek istenilen kıvama getirilir. Oyun hamurunu renklendirmek için karışıma gıda boyası veya toz boya katarak iyice karıştırılır.Bu hamuru naylon torbada bozulmadan uzun süre saklayabilirsiniz.

Oyun Hamuru ile aktivitenin faydaları:
1) El becerileri gelişir
2) El ve parmak kasları gelişir
3) Yeni buluşlar ortaya çıkarır
4) Yaratıcılıklarını geliştirir
5) Sanata karşı ilgi duyarlar
6) Güven duyguları gelişir
7) Duygusal doyuma ulaşır